Bilgisayar ile Tanışıyoruz

1960-70 döneminde sayıca ve kullanım olanakları itibariyle hayli sınırlı olan bilgisayarlar, 80'li yıllardan itibaren iş hayatımıza da yavaş yavaş girmeye başlamıştı. Çok büyük şirketlerde ve devlet kurumlarında kullanılan az sayıda bilgisayar için devasa, soğutulmuş odalara ihtiyaç vardı. Pahalıydı ve onun dilinden anlayan yetişmiş eleman yok gibiydi. Bu ihtiyaçtan dolayı, firma hesaplarını dışarıdan bilgisayar ortamında tutan bilgisayar firmaları kurulmuştu. Çünkü firmalarda maaş bordrolarını hazırlamak muhasebe ve personel servisleri için büyük bir yüktü. Yüzlerce kişinin maaşları evli, çocuksuz evli, bakar, birden fazla çocuklu kategorilerine göre, o zamanlar "H Cetveli" denilen kitapçığa uygun olarak hesaplanırdı. Bu hesaplamalara, personelin fazla mesai ücret ve süreleride eklenince, Facit makinelerinin kolunun binlerce defa çevirmek gerekirdi. Yapılan hesaplar her personel için ayrılmış ince şeritler üzerine sabit kalemle yazılırdı. Sonra da o şeritler tek tek koparılarak rol yapılarak maaş zarflarının içerisine konulurdu. Maaş bordrolarında hesapları en ince teferruatına kadar tutturmak ve bağlamak şartı. Bu, uzun ve uzun olduğu kadar da meşakkatli bir işti. Hesap bağlama işi hayli uzun sürebilir, 1 kuruşluk eksik veya fazla rakam için saatlerce uğraşıldığı olurdu. Şirketlere servis veren bilgisayar firmaları işte bu noktada devreye girdi. Dediğim gibi, hem pahalı olması, hem de bilgisayar bilen personelin pek bulunamaması nedeniyle her firma bilgisayarlar için hayli geniş mekanlara ihtiyaç duyuyor, aygıtın belli bir ısının üzerine çıkıp yanmaması için de soğutma cihazlı bir ortamda tutulması gerektiriyordu. Servis veren bilgisayar şirketleri, iş aldıkları şirketlerin kayıtlarını manyetik bantlara yüklüyor, sonradan kendi bürolarında delikli kartlara aktarıyorlarıdı. Delikli kartlar bilgi işlem makinelerinde hesaplanarak bordrolar yapılıyordu. Servis veren şirketler de bu makineleri satın almıyor, bilgisayar satan firmalardan kiralıyorlardı. Gün geçtikçe bu firmaların verdikleri servisler bordrolamanın dışına çıkacak, muhasebe kayıtlarını da tutar olacaklardı. O zamanki büro makinelerine göre bir teknoloji harikası olan bilgisayarın bugün geleceği noktayı hesap edebilmek mümkün değildi. Bugün de gideceği noktayı hesap edemeyiz sanırım. Zaman gözde markalarınıysa IBM ve NCR olarak hatırlıyorum. Bilgisayar teknolojisi sayesinde bugün, görüntülü sesli yazılı iletişimin her türlüsü ve en hızlısı mümkün hale geldi. Eskiden sabit kalemler , Facit makineleri ve daktilolarla günlerce süren ağır bir çalışmayla çarşaf büyüklüğündeki kağıtların üzerine döktüğümüz, projeler sadece bir " tık " ile saniyeler içerisinde bitiyor ve binlerce kilometre uzaklara anında ulaşabiliyor. Muhasebeniz bilgisayarlarda tutuluyor. Sabahlara kadar Facit makinesinin yardımıyla yaptığınız bordroları bilgisayarlar anında hazırlıyor. Havalelerinizi ve her türlü ödemenizi artık bankalar kanalıyla değil onun üzerinden yapıyorsunuz. Binlerce kilometre uzaktaki sevdiğinizle ekranda yüz yüze konuşabiliyor, siparişlerinizi evden veriyorsunuz. Küçücük cep telefonlarınız bile artık sadece telefon değil, gelişmiş birer bilgisayar. Bilgisayarlar kısaca, günlük yaşamın, teknolojinin, bilimin uzayın, tıbbın her dalında harikalar yaratıyor. TÜİK'in 2009 yılı sonu verilerine göre Türkiye'de, 18 milyon 49 bin hanenin 7 milyon 375 bininde bilgisayar var. Yüzde 41'i bilgisayar sahibi olan hanelerden, 5 milyon 5726 bini olan yüzde 78'i internet erişim imkanına sahip. Bilgisayar ve internet kullanım oranı en yüksek olanlarsa 16-24 yaş grubu... İnternete erişim imkanı olanların 78.03'ünüse ADSL abonesi olduğu belirtiliyor. İş hayatındaki internet kullanım oranıysa yüzde 37.52 olarak ifade ediliyor. Ayrıca, 70 milyonluk nüfusumuzun 63 milyonunun cep telefonu sahibi olduğu belirtiliyor. Bu istatistikleri dikkate alarak, lütfen bir an için gözlerinizi kapatın ve düşünmeye devam edin.
Bilgisayar ile Tanışıyoruz Bilgisayar ile Tanışıyoruz Reviewed by Para Para on Temmuz 18, 2019 Rating: 5
Blogger tarafından desteklenmektedir.